|
|
|
|
|
|
- M.Ö. BATI AKDENİZ AMFORALARI -
|
|
|
Sadece güneş ışığının değil, uygarlık ışığının da doğudan yükseldiği
Milat öncesinin binli yıllarında Batı Akdeniz Dünyası henüz çok geri
ve karanlıktı.
Ve buralara uygarlık ateşi Prometheus'tan çok önce Mısırlı, Giritli,
Yunanlı ve de özellikle Fenikeli tüccarların teknelerinde taşındı. |
|
|
|
|
|
Kartaca bile (bugünkü Tunus) bu tarihlerden çok sonra M.Ö. 9. yy.da
yine Fenikeliler tarafından kuruldu. Kartacalılar Kuzeyde Etrüskler
ve Yunanlılarla savaşarak Batı Akdeniz'in önemli stratejik noktaları
olan Sicilya-Sardunya-Korsika ve İberik yarımadasını ele
geçirmişlerdi. J.M. Mana'nın 1950 yılında Kartaca amforaları üzerine
yaptığı araştırma ve sınıflandırmada amforaların ortak özelliğinin,
boru gibi uzun bir gövde, geniş bir ağız üstte gövdeye bağlanan 2
minik kulp olduğu görülür. (Resim 1) |
|
|
|
|
|
Aynı dönemlerde M.Ö. 8.yy.dan başlayan ve 6.yy.'a kadar süren
Yunanistan'ın yayılmacı kolonizasyon hareketi sonunda Kartaca
amforalarıyla birlikte Yunan amforaları da Sicilya ve Güney İtalya
kıyılarında elden ele dolaşmaktaydı.
Bir süre sonra İtalyan yarımadasında Etrüskleri baskılayıp diğer
şehirlere de hakim olan Roma karşı kıyının bir diğer süper gücü oldu
ve M.Ö. 3.yy.da karşı karşıya bulunan bu iki devletin 2 güçlü ordusu
arasında kaçınılmaz savaş başladı. (Kartaca-Pön savaşları). Uzun
süre Kartaca'nın önde götürdüğü kara ve deniz savaşlarının
(özellikle de yetenekli komutan Hannibal sayesinde ki mezarı
Gebze'dedir.) 3. ve sonucunda Kartacalılar yenilince 600 yıllık
devletleri de sona erdi. |
|
|
|
Hatta Romalılar Kartaca'yı yakıp-yıkıp yerle bir ettikten sonra
sonsuzluğa kadar yokolsunlar diyerek (muhtemeldir ki amforalarla)
her yere tuz serpmişlerdir. "Ocağına tuz serpmek" deyimi bize
Romalılardan geçme demekki. M.Ö. II. yy.da Yunanistan'ı, M.Ö.
I.yy.da İspanya'dan küçük Asya'ya kadar bütün Akdeniz'i ele geçiren
Romalılar bölgenin de tartışmasız tek gücü oldular. |
|
|
|
|
|
|
|
Batı Akdeniz'de bu kısa tarih bilgilerini hatırlatmamın nedeni bu
tarihsel süreç ve dönemeçlerin bir yerde de amforaların üretim,
değişim ve dağılım unsurların birebir etkilemesidir. Çünkü bu
tarihlerde Batı Akdeniz'de Yunan formlarından etkilenen Greko-Italik
denilen amforalar üretilmeye başlanır.
Amfora uzmanı H. Dressel 1890 yıllarında yaptığı araştırmalarda
İtalyan amforalarını Dressel I ve Dressel II diye sınıflandırır.
Daha sonra N.Lamboglia (1955-1960) ve diğer araştırmacılarda bu
bölge amforaların üzerinde çalışırlar kendi tipolojilerini
yayınlarlar. Greko italik tabir edilen Ege ve Yunanistan form
kökenli bu ilk Batı Akdeniz amforaları İtalya - Fransa - İspanya ve
Sicilya'da üretilmişlerdir. |
|
|
|
Daha ileri tarihlerde ise (M.Ö. 3-2.yy'lar) Roma amforalarında
biçimler hızla değişip kendi karakteristik özelliklerini kazanmaya
ve özgünleşmeye başlarlar.
Amforalar büyür, ağızlar genişler, kalın dudaklar dışarı taşar.
Amforaların boyu ve boynu uzar. Gövde aşağıya doğru incelir, dip
sivrileşir, kulplar uzar. (Resim 2) Roma ve çevresinde bu
tarihlerde zeytincilik ve bağcılık önem kazanır, büyük toprak
sahipleri savaş ve takas yoluyla elde edilen kölelerin yardımıyla
üretimi arttırırlar ve imparatorluğun her yanına bu amforalarla
ürünlerini pazarlarlar. Ama aynı zamanda Doğu Akdeniz dünyasının en
nadide malları da Roma'ya taşınır.
M.Ö. 2. ve 3. yy. Cumhuriyet dönemi amforaları boyut olarak daha
büyük, gösterişli ve ağırdır. İşçilikleri de kaba olan bu
amforalarda boynun uzunluğu toplam yüksekliğin yaklaşık 1/3'ü
kadardır.
İtalya'nın batı kıyılarındaki bu amfora tiplerine karşılık, çizmenin
doğu (Adriyatik) kıyılarında üretilen amforalarda (hantallık ve kaba
işçilik aynı olmakla beraber) gövde aşağı doğru sivrilme yerine,
torba şeklinde armudi bir genişleme gösterir. (Resim 3)
Batı Akdeniz'de hakim olan Roma amforalarını, diğer amforalardan
özellikle de Yunan amforalarından ayıran en önemli unsur "biçim"dir.
Bir Yunan amforasının biçimi onun mesajıdır. Çünkü bu form, o
amforanın dünya pazarlarına sunduğu ürünün, ülkenin, bölgenin
markasıdır. Dolayısıyla bu simgelerin korunmasında hem üreticiler,
hem bölgesel yöneticiler milliyetçilik duygusuna benzer bir duyguyla
tutucu davranırlar.
Ama Roma amnforalarında bu kaygı pek güdülmez. Bunun yerine
amforanın üstüne ürün, tüccar ve bölge ile ilgili bilgiler
yazılırdı. Bu değişikliğin nedeni tabii ki imparatorluğun kendini
güveninde, hukukunda ve birleştirici gücünde aramak gerekebilir.
Fransa kıyılarında M.Ö. I. Yy.'da üretilen amforalar ise altı hemen
düz, iddiasız formda adeta bizim testilerimiz tipindedir. (Resim 4)
Buna rağmen aynı dönemde İspanya'da üretilen amforaların çoğu çok
geniş ağızlı, dışa taşkın dudaklı, aşağı doğru armudi gövdeli uzun
sivri diplidir. Bu amforalarda da işçilik kalitesi düşük, ama
tipleri hayli farklı ve enteresandır.
(Resim 5) |
|
|
|
Greko Italik
Çizimler Amphores comment les identifier? kitabından alınmıştır |
|
|
|
|
|
|
Deniz Magazin Dergisi
Mayıs - Haziran 2000 Sayı:40 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
- Sayfa başına -
|